9 Eylül 2007 Pazar

'Kilometrelerce uzaktan Madagaskar'a gelmişsiniz...'

Ökkeş Özgüven öğretmen, Madagaskar'dan öğrencisi Raveloson Andrisoa Fitiavana ile Almanya'ya gelirken okul aile birliğinden bir öğrencinin annesiyle beraber yola çıkıyorlar. Hanımefendi, ticaretle uğraşıyor. Eşi de ülkenin elit tabakasından büyük bir müteahhit...

Onları Almanya'da evinde, eğitim hizmetlerine destek veren bir insanımız misafir ediyor. Ökkeş öğretmenle ev sahibi bir ara çok samimi şekilde muhabbete dalıp gidiyorlar. Bir müddet onları seyreden Madagaskarlı hanımefendinin dikkatini çekiyor; sanki şoke oluyor ve hocaya,

"Siz gerçekten ilk defa mı karşılaşıyorsunuz?"
diye soruyor. O, "evet" deyince,
"Öyle samimi bir sohbetiniz var ki; sanki yıllardır birbirinizi tanıyorsunuz da hatıraları konuşuyor gibisiniz!"
diyor. Bir gün sonra hanımefendinin Paris'e dönmesi gerekiyor. Çünkü oradaki işini görüp ülkesine öyle dönecek. Uçak biletinde ekstra bir ödeme gerekiyor. Yüz Euro gibi bir farkı ona hissettirmeden ödemek istiyorlar. O bunu fark edince hemen itiraz ediyor;
"Olmaz... Siz beni bilmiyorsunuz ki? Bu fazla... Kabul edemem."
Ona,
"Siz bizim misafirimizsiniz, başımızın tacımızsınız. Ne olur kabul edin."
diye çok içten bir istekte bulunuyorlar. O kabullenmekte zorlansa da bu samimiyet ve bu sıcak ilgiden dolayı çok seviniyor. Memnun bir şekilde ayrılıyor.

İngilizce öğretmeni Ökkeş Bey:

"Öğretmenler olarak bütün öğrencileri ve ailelerini yakından tanıyıp tanışmak için evlerinde ziyaret ettik... Çoğu Hıristiyan, buna rağmen bizim Müslüman olduğumuzu bildikleri için, bizim için özel helâl et alıp yemek yaptıklarını gördük. Bir aile yaş pasta yapıp üzerine, "Evimize hoş geldiniz" diye yazmışlar. Kurban Bayramı'nda et dağıtıyorduk... Yağmur da iyi yağıyordu. Öğrencilerimizden birisinin ailesi de bizimle beraber dağıtmak istedi. Biz, "Islanacaksınız; lütfen içeri geçin!" diye ısrarımıza rağmen, "Siz kilometrelerce uzaktan buralara gelip bu fedakârlığı yapıyorsunuz. Bırakınız biz de bir parça fedakârlık yapalım." dedi. Yağmurda etlerin başına bir şey gelmemesi ve fakir halkın eline bir an önce ulaşması için bizimle koşturmaya başladı."
dedi.

Maalesef propagandanın ince taktiği pek çok gerçekleri tepetaklak ettiği gibi bazı medya organlarının kasıtlı yayınları Madagaskar'da ülkemizle ilgili yanlış bir kanaati oluşturmuş. Sömürge anlayışlı haber ağları, yerli halkı uyutmak için, Türkiye'de araba tekeri patlasa sanki atom bombası patlatılmış gibi ülkemizi terörün kaynadığı bir yer gibi lanse etmiş. Ama adanmış ruhlar, eğitim gönüllüleri, bu yanlışları bilfiil bertaraf ediyorlar. Bilhassa Türkçe Olimpiyatları geniş bir ufuk açtı. TUSKON'a da düşen büyük vazifeler var...

Bir zamanlar Orta Asya'da verilen eğitim hizmetleri şimdi geri dönmeye başladığı gibi, Afrika'ya yapılanlar da inşallah geri dönecek. Evet şimdi Orta Asya'da Türk okullarında yetişip öğretmen olanları, Avrupa'da ve Afrika'da hizmet verirken görüyoruz... Afrika'nın eğitim gönüllüleri de başka yerlerde; ama en başta kendi ülkelerinde olmak üzere eğitim verecekler. Hem de herkesi kucaklayan insan eksenli bir eğitim sistemiyle...

Abdullah Aymaz, 02 Temmuz 2007, Pazartesi

Hiç yorum yok: